108. Yılını geride bıraktığımız bu kutsal savaşta bir daha dönmemek üzere, kutsalları uğruna ölmeleri gereken yerde tereddütsüz ölüme gidenlerin, ana kucaklarını, baba ocaklarını bizim için feda eden, kendilerini öldürmeye gelenlere bile kucaklarını açıp, yaralarını sararak dünyaya insanlık dersi veren, tarihin yazdığı gerçek kahramanların torunları olmanın onuru yaşıyoruz.

1915 Çanakkale Zaferi Türkiye Cumhuriyeti’nin önsözüdür ve Çanakkale İnsanlığın Savaşı Yendiği yerdir!

Milletimizin birliğinin ve bütünlüğünün simgelerinden biri olan Çanakkale Zaferi bir azmin ve inancın zaferidir.

Nesilden nesile aktarılan; dünya tarihine en büyük zaferlerden biri olarak geçen bu savaş aynı zamanda medeniyet yürüyüşümüzün de en önemli ilham kaynağıdır.

Bugün bu topraklar üzerinde bağımsız olarak yaşıyorsak bunu hiç şüphesiz Atalarımızın istikbalimiz adına verdikleri cana borçluyuz.

Çanakkale savaşı, hilâlle haçın, varlık-yokluk kavgasıdır.

Çanakkale savaşı, İslâm ve Müslümanların kaderini tayin eden bir savaştır.

Çanakkale savaşı; Tevhide değil tekniğe, imkânlara ve teknolojiye değil imana, mananın maddeye galip geldiği, Türk ve Osmanlı neslini küçümseyip, umursamayanların hezimete uğradıkları bir savaştır.

Kısaca Çanakkale, yenilmeyiz diyenlerin yenildiği, eğilmeyiz diyenlerin eğildiği,  Haçlı gururunun yere serildiği, İslâm’ın kıyamete kadar bâki kalacağının görüldüğü bir savaştır.

Bugün bizlere düşen görev, tıpkı 15 Temmuz hain darbe kalkışmasında yaptığımız gibi şehitlerimizin kanlarıyla kazanılan ve bizlere emanet edilen bu kutsal toprakları, aynı şuurla sahip çıkarak korumak ve bizden sonraki nesillere daha müreffeh daha güvenli bir şekilde devretmektir.

Bu duygu ve düşüncelerle; 18 Mart Şehitler Günü ve bu güne adını veren Çanakkale Zaferinin 108.  yıl dönümünü kutluyor, mukaddes bildiğimiz bu toprakları 7.835 m2 nin her bir karışını bize emanet eden tüm şehitlerimizi, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün kahramanlarımızı rahmet ve şükranla yâd ediyor, saygılar sunuyorum.