…
23 Kasım 2022, Çarşamba Kırıkkale, Türkiye

Bakanımız Derya Yanık Kırıkkale'de Üniversite Öğrencisi Elif Sinan’ın Öldürülmesine İlişkin Davaya Katıldı


Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Derya Yanık, Kırıkkale'de üniversite öğrencisi Elif Sinan'ın öldürülmesiyle ilgili davaya katılmasının ardından yaptığı açıklamada, " Karar duruşmasına katılarak bakanlığımızın kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri davalarını takip noktasındaki hassasiyetimizi bir kez daha göstermek istedik. Bizim hükümet olarak kadına yönelik şiddetle ilgili temel hareket noktamız sıfır tolerans." dedi

Kırıkkale'de üniversite öğrencisi kız arkadaşını intihar ettiğini öne sürerek yaralı halde hastaneye götüren sanığa "kasten öldürme" suçundan müebbet hapis cezası verildi.

Kırıkkale 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanık T.A, Eskişehir L Tipi Cezaevi'nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı, taraf avukatları ve maktul Elif Sinan'ın yakınları salonda hazır bulundu.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık da duruşmaya bakanlık adına katıldı.

Duruşma savcısı mütalaasında, sanığın "kasten öldürme" suçundan cezalandırılmasını istedi.

Bakan Yanık, mahkemedeki savunmasında, sanık savunmalarının suçtan kurtulmaya dönük olduğunu söyledi.

Hem somut delillerle olayın oluş biçimi hem de sanığın kendi ifadeleri arasında ciddi çelişkiler olduğunu belirten Yanık, şunları kaydetti:

"Sanık ifadesinde, maktulün ayrılırsak kendisini öldüreceğini ifade ettiğini birkaç beyanında söylüyor. Bu noktadan hareketle de maktulün bıçağı kendisine sapladığı iddiasında. Somut delillerde bıçağın giriş açısından maktul kendi yaptıysa ancak sol elini kullanıyor olması lazım ama baskın eli sağ eli. Eğer maktulün sanığın iddiasına göre blöf gibi bir iddiası olsa o kadar güçlü bir darbe olmaz. Kaldı ki maktulün boy, kilo özelliklerine baktığımızda kendi gücünü kontrol edemeyecek kadar güçlü birisi olmadığını görüyoruz. Öldürücü bir darbe, kaburga kemiğini kıracak kadar vurulan bir darbe. Maktulün kendisi tarafından olmayacağı çok açık. İddia makamının mütalaasında ifade ettiği şekliyle 'kasten öldürme' suçundan sanığın cezalandırılmasını istiyoruz."

Maktulün ablası müşteki Zeynep Adak ise kardeşinin çıkmayan sesini duyurmaya çalıştığını belirterek, sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi. Müşteki baba da adaletin yerini bulmasını talep etti.

Sanık T.A. ise kız arkadaşı olan maktulün, kendisi ayrılmak istediği için intihar ettiğini öne sürdü. Suçsuz olduğunu savunan T.A. beraatini ve tahliyesini talep etti.

Taraf avukatlarının esasa ilişkin savunmalarının ardından mahkeme heyeti, sanık T.A'yı "kasten öldürme" suçundan müebbet hapis cezasına çarptırdı.

“Kadına yönelik şiddetle ilgili temel hareket noktamız sıfır tolerans”

Bakan Yanık, duruşmanın ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, Elif Sinan'a Allah'tan rahmet diledi.

İddia makamının delilleri son derece isabetle değerlendirip sanığın "kasten öldürme" suçundan cezalandırılması mütalaasında bulunulduğuna işaret eden Yanık, "Biz de karar duruşmasına katılarak bakanlığımızın kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri davalarını takip noktasındaki hassasiyetimizi bir kez daha göstermek istedik. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü. Bu kapsamda da farkındalık çalışmalarının, toplumun kadına yönelik şiddetle mücadeleye sahip çıkmasının ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliyoruz." diye konuştu.

Buna da bir anlamda dikkati çekmek ve Elif'in ailesinin yanında olmak istediklerini belirten Yanık, şunları kaydetti:

"Nitekim bugün karar verildi. Zaten karar çıkması önemli ölçüde beklenen bir dosyaydı ve dosya tekemmül etmişti, deliller toplanmıştı. Sanığın 'kasten öldürme' suçundan cezalandırılmasına, iyi hal indiriminin de uygulanmamasına mahkeme karar verdi. Kararı adaletin tesisi noktasında değerlendiriyoruz. Bakanlık olarak hem mücadelemizi hem önleyici koruyucu tedbirlerin alınmasını hem mağdurların desteklenmesi her anlamda hem hukuki hem ekonomik hem sosyal destek, istihdam desteği veriyoruz. Maktul olmaması tabii en büyük çabamız ama olduğu takdirde de adli sürecin ciddiyetle ve dikkatle takip edilmesi, ailelerin psikososyal desteğinin sağlanması noktasında bakanlık olarak bugüne kadar üzerimize düşeni yerine getirdiğimiz gibi bundan sonra da yerine getireceğiz. Bizim hükümet olarak kadına yönelik şiddetle ilgili temel hareket noktamız sıfır tolerans. Hiçbir kadının, insanın şiddete uğramaması, hele de hayat gibi son derece temel yaşama imkanını kaybetmemesi adına tek bir insanın, kadının şiddete maruz kalmadığı zamana kadar mücadelemizin aralıksız devam edeceğini hep söyledik. Sıfır tolerans ilkemizi hep söyledik, hep altını çizdik. Bundan sonra da hem bakanlığımızın hem Adalet Bakanlığımızın hem İçişleri Bakanlığımızın içinde olduğu, Sağlık Bakanlığımızın, Milli Eğitimin içinde oldu bütün kurum ve kuruluşların koordinasyonunda, yerel noktada mülki idaremizin destekleriyle ve paydaşlarıyla inşallah bu mücadelemizi devam ettireceğiz. Arzu ettiğimiz şekliyle sıfır tolerans ilkemizi gerçekleştireceğimizi ümit ediyoruz ve bunun için çabalıyoruz."

Düzce Depremi

Bakan Yanık, Düzce'nin Gölyaka ilçesinde meydana gelen 5,9 büyüklüğündeki depreme ilişkin de değerlendirmede bulundu.

Yaralılar ve hasar gören konutlarla alakalı bakanlık olarak ilk dakikadan itibaren psikososyal destek noktasında herkesin sahada olduğunu kaydeden Yanık, şöyle devam etti:

"Düzce özelinde 10 araç, 20 personel, 11 ekip hemen çalışmaya başladılar. Hizmet verdiğimiz 3 toplanma alanı ve 5 KYK yurdunda Gölyaka ve Akçakoca özelinde özellikle arkadaşlarımız hemen depremin akabinde çalışmalara başladılar. Vatandaşımızın ihtiyacı olan her türlü psikososyal desteği bakanlık olarak diğer ilgili kurum ve kuruluşlarla koordineli halde sürdüreceğiz, süreci takip ediyoruz."