…
…
…
…
10 Ocak 2022, Pazartesi İstanbul, TÜRKİYE

Emine Erdoğan Hanımefendi ile Bakan Derya Yanık, Engelsiz Şehirler Fikir ve Proje Yarışması Ödül Töreni'ne Katıldı


Emine ERDOĞAN, “Engelli vatandaşlarımızın hayatın her alanına tam erişimini sağladığımızda, engellilik halinin hafiflediğini hep beraber göreceğiz. 2030 için hedefimiz engelsiz bir Türkiye” dedi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) tarafından engelli bireylerin günlük hayatlarında kısıtlama, sıkıntı ve engelle karşılaşmadan, herhangi bir yardıma muhtaç kalmadan tüm kentsel hizmetlere ulaşmalarını sağlayacak faaliyetlerin geliştirilmesi ve toplumsal farkındalığın artırılması amacıyla düzenlenen Engelsiz Şehirler Fikir ve Proje Yarışması'nın ödül töreni, Emine Erdoğan Hanımefendi ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Derya Yanık’ın katılımıyla Pendik Belediyesi Yunus Emre Kültür ve Sanat Merkezi'nde gerçekleştirildi.  Program, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından çocuk ve genç engelli bireylerin katılımıyla hazırlanan "Engelsiz Adımlar Defilesi"nin izlenilmesiyle başladı.

Törende konuşan Emine ERDOĞAN, yarışmaya geçerli başvuru sayısının 196 olduğunu aktararak, içerikleriyle ilgili bilgi aldığı projelerde birbirinden orijinal fikirlerin yer aldığını ifade etti. Dünya Bankasının rakamlarına göre, dünya nüfusunun yüzde 15'inin engelli bireylerden oluştuğunu belirten ERDOĞAN, "Her engel grubunun, engellilik haline bağlı olarak günlük yaşamda tecrübe ettiği kimi zorluklar var. Ancak, engelli bireylerin hayatlarını engellerinden daha çok zorlaştıran bir şey varsa o da erişilemeyen şehirlerdir." diye konuştu. Emine ERDOĞAN, küresel olarak, engelli bireylerin yarısından fazlasının şehirlerde yaşadığının bilindiğini, yalnızca sağlıklı ve genç insanları referans alan bir şehir tasarımının engellilik halini daha da zorlaştırdığını ifade etti. Engelli bireylerin kısıtlı bir hayata mahkûm olduklarını aktaran ERDOĞAN, hâlbuki bu durumun kişinin engeliyle hiçbir alakasının bulanmadığını, bilakis bunun, baştan sona insanları tek tip değerlendirme sorunu olduğunun altını çizdi.

"Erişilebilirlik çok boyutlu olarak karşımıza çıkıyor"

Erişilebilirliğin engelli bireylerin en temel hakkı olduğunu vurgulayan ERDOĞAN, şöyle devam etti: "Tabii erişilebilirlik meselesi, hem hizmet alanlarında hem de fiziksel mekanlarda çok boyutlu olarak karşımıza çıkıyor. Mesela, bir web sitesi için gerçekten kullanışlı dememiz için erişilebilirlik standartlarına uygun olması gerekir. Kaldırımlardan park yerlerine, alışveriş merkezlerinden eğlence yerlerine kadar tüm fiziksel mekanlar, tüm engel grupları düşünülerek tasarlanmalıdır. Engelli bireylerin istedikleri zaman, özel ya da kamuya ait her fiziksel mekana rahat ve özgürce ulaşmaları gerekir. Bazen, kaldırım rampalarının önüne park etmiş araçları gördüğümde gerçekten çok üzülüyorum. Bilhassa alışveriş merkezlerinde, engelli park yerini kullanan sürücüler görüyoruz. Engelli bir birey olduğunuzu ve alışveriş merkezine geldiğinizde, size ayrılan yerin ihtiyacı olmayan biri tarafından işgal edildiğini düşünün bir kere. En başta bu bile, bir insana kendini öteki gibi hissettirmez mi? Öteki olmamak, toplumda bir yeri olduğunu hissetmek ve ihtiyaçlarının hayatta karşılığını bulmak hepimizin hakkı."

Bazen sosyal medyada, engelli vatandaşların alışveriş merkezlerinde dolu gelen asansörler önünde dakikalarca sıra beklediği görüntülere rastlandığını anımsatan ERDOĞAN, "Bunun ne kadar incitici olduğunu, kendimizi bir kez bile o kişilerin yerine koysak anlayabiliriz. Oysa birbirimize değer verdiğimizi göstermenin en kolay yolu, ihtiyaçlarımızı gözetmektir. Başkalarının hakkına riayet etmek, saygıyı göstermenin en doğru yoludur. Varsın, yolumuz biraz uzasın ama engelli vatandaşlarımıza verilmiş imkanları işgal etmeyerek onların hayatlarını kolaylaştıralım. Nezaket çok latif bir gönül dilidir. Ne mutlu, en çok bu dili konuşanlara." diye konuştu.

"Herkes için kapsayıcı bir hayatın tesis edilmesi için el birliğiyle çalışmalıyız"

Emine ERDOĞAN, erişilebilirlik denildiğinde, sadece engelli vatandaşların değil, tüm farklılıkların düşünülmesi gerektiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Bir örnek vermek gerekirse, bir müzede ya da sergide yaşlı ziyaretçileri düşünmek de erişilebilir olmaktır. Sosyal hayatın kapılarını her yaş grubuna açmalıyız. Aynı şekilde, parklarda çocuk oyun alanlarını, tüm çocukların rahatça bir arada oynayacağı şekilde düzenlememiz gerekiyor. Erişilebilirliğin fiziksel erişim kadar toplumsal kaynaşmayı, birbirimizin gönlüne erişmeyi ve empatiyi sağlayan bir yönü var. O yüzden, elverişli fiziksel bir çevre ile insanların eşit biçimde hayata katılmalarını sağlamak bir lütuf değil, asli görevimizdir. Bu çerçevede, herkes için kapsayıcı bir hayatın tesis edilmesi için el birliğiyle çalışmalıyız. Elbette, bu işin ilk adımı, gerçek bir zihinsel dönüşümün temelini atmaktır. O nedenle, erişilebilirlik kelimesinin hayatımızda hızla daha fazla yer almasından büyük memnuniyet duyuyorum. Kamu kurumlarımızın ve belediyelerimizin bu konuya gösterdikleri özeni de gerçekten takdire şayan buluyorum."

"Engelli vatandaşlarımızın hayatın her alanına tam erişimini sağladığımızda, engellilik halinin hafiflediğini hep beraber göreceğiz. 2030 için hedefimiz engelsiz bir Türkiye." diyen ERDOĞAN, 2002'den beri hükümetin, engellilerle ilgili çok önemli çalışmalar yürüttüğünü, sağlık hizmetlerinden istihdama kadar devrim niteliğinde sayısız iş yapıldığını, on binlerce engelli vatandaşın bugün devlet memuru olarak çalıştığını ve özel sektörde iş bulduğunu, rehabilitasyon merkezlerinin sayısının gün geçtikçe arttığını anlattı. Belediyelerin bu konuda öncü işlerinin olduğunu, modern ve teknolojik imkanlara sahip engelli hizmet birimlerini art arda açtıklarını aktaran ERDOĞAN, tüm bu çabaların engelli bireylerin potansiyellerine tam olarak kavuşması için yapıldığını ifade etti. Emine ERDOĞAN, insanların hayallerini gerçekleştirmesi için doğru koşullara ihtiyaçları olduğunun altını çizerek, "Biz çevresel sınırlamaları kaldıracağız ki hayaller de sınır tanımasın. Uluslararası başarılara imza atmış, okullarında üstün başarı göstermiş, sanattan spora birçok alanda iftiharımız olmuş engelli kardeşlerimiz var. Dünya tarihinde, bilimde çığır açan, dünyaya yön veren nice engelli insan var. Buradan anlıyoruz ki, insanın sonsuz potansiyeli engellenemez. Yeter ki gerekli desteği sağlayalım." değerlendirmesini yaptı.

“Her vatandaşımız için hayatı daha erişilebilir kılmayı ana prensip olarak önümüze koyduk”

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya YANIK törende yaptığı konuşmada, yarışmanın erişilebilirlik açısından farkındalık oluşturmada önemli olduğunu kaydetti. Gündelik hayat içinde erişilebilirliğin, hiçbir noktada "Bu kadarı yeter." denilemeyecek bir durum olduğunu, bu yüzden sürekli gelişmeye, geliştirilmeye ve uygulama noktasında bilinçlenmeye ihtiyaç duyulduğunu anlatan Bakan YANIK, Bakanlık olarak bu konudaki çalışmaları gerçekleştirirken en önemli motivasyonlarını, vatandaşların hayatını kolaylaştırma istekleri ve hizmet sunumundaki eşitsizlikleri ortadan kaldırma hedeflerinden aldıklarını ifade etti.

Herkesin istediği her yere, her hizmete, bağımsız ve güvenli şekilde ulaşabilmesi ve hizmetleri kullanabilmesi anlamına gelen erişilebilirliğin en temel haklardan ve diğer birçok hakkın kullanılabilmesi için de ön şart olduğunu belirten YANIK, vatandaşların bağımsız ve yardıma ihtiyaç duymadan toplumsal hayatın tüm alanlarına tam katılımının ancak erişilebilirlikle mümkün olduğunu vurguladı.

Bakan YANIK, "Evden çıktığı andan itibaren kullandığı asansör veya merdiven, yürüdüğü kaldırım, bindiği toplu taşıma aracı, oturduğu masa ve sandalye... Her birinde birçok farklı zorluk yaşayabiliyor engelli arkadaşlarımız. Biz erişilebilirlik hususunu engelli arkadaşlarımıza yönelik olarak bir sorumluluk olarak görüyoruz. Tüm hizmetlerimizin, hayatın tüm alanlarının erişilebilir olmasını da kendimize nihai hedef olarak belirledik. Toplumun geneline nazaran dezavantajlı durumda olan engelli bireyler, hamile ve çocuklu kadınlar, yaşlılarımız, mevcut hizmetlere ulaşmada zorluk çeken her vatandaşımız için hayatı daha erişilebilir kılmayı ana prensip olarak önümüze koyduk." diye konuştu.

"Erişilebilirlik toplumdaki tüm bireyler için medeni bir yaşam anlamına geliyor"

Erişilebilirlik meselesini belli noktalarda somutlaştırmak gerektiğini belirten Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı YANIK, "İnsanların konutlarından çıkarak eğitim binalarına, iş yerlerine, yeşil alanlara, toplu taşıma araçlarına bağımsız ve güvenli olarak ulaşabilmesi doğrudan fiziksel olarak hayatımıza etki eden bir unsur. İnsanların bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanabilmesi, her türlü kaynaktan yayımlanan bilgiyi edinmesi ve yardıma ihtiyaç duymadan bu bilgiyi anlayabilmesi gerekiyor. Bu da doğrudan erişilebilirlikle muhatap olduğumuz bir diğer alan. Bu anlamda erişilebilirlik engelliler için bir zorunluluk, yaşlılar için gereklilik, toplumdaki tüm bireyler için ise medeni bir yaşam anlamına geliyor." değerlendirmesini yaptı.  Bakan YANIK, Bakanlık olarak bu meselede iki taraflı sorumluluğa sahip olduklarını, hem hizmet veren kurum olarak vatandaşlarla birebir muhatap olduklarını hem de diğer kurumlara bu konuda bilgi sağlama, vizyon belirleme ve işleyiş açısından referans olduklarını dile getirdi.

Erişilebilirlik açısından atılacak adımlara öncülük etmek, denetlemek, eğitim ve tecrübe aktarımında bulunabilmek için de birçok iş birliği ve çalışma yürüttüklerinden bahseden Bakan YANIK, şöyle devam etti: "Herkes için engelsiz şehirler oluşturulmasında ilk adımımız standartlaştırma oldu. Binaların rampaları, kapıları, asansörleri, tuvaletleri, açık alanlarda kaldırımlar, yaya geçitleri, toplu taşıma durak ve istasyonları erişilebilirlik açısından teknik özellikleri itibarıyla standartlaştı. Türk Standartları Enstitüsü ile bu alanda ortak çalıştık. Erişilebilirlik uygulamaları konusunda yaptırım gücünü artırmak, denetimlerini düzenlemek için de hukuki altyapımızı güçlendirdik. 2005 tarihli Engelliler Hakkında Kanun ile uygulamalarımızın hukuki zeminini hazırladık. Valiliklerimiz bünyesinde, kamu görevlileri ve engellilere yönelik sivil toplum kuruluşu temsilcilerinden oluşan Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Komisyonları oluşturduk. Sürdürülen denetimlerde erişilebilir olduğu tespit edilen bina, açık alan ve toplu taşıma araçlarına, 'Erişilebilirlik Belgesi' veriyoruz. Bu kapsamda bugüne kadar 1923 belge verdik. Denetimler başladıktan sonra kamuoyunda oluşan farkındalık sayesinde birçok kurum harekete geçerek, erişilebilirlik uygulamalarına hız verdi." Bakan YANIK, bugüne kadar çevre konusunda çalışma yürüten toplam 16 bin 921 yönetici ve teknik personele erişilebilirlik eğitimi verdiklerini, bu eğitimleri devam ettireceklerini kaydetti.

"Planlanan her hizmette "Erişilebilir mi?" sorusu sorulmalı"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN'ın 2020 yılını "Erişilebilirlik Yılı" ilan ettiğini hatırlatan YANIK, bu vizyonu hakkıyla taşımak için 2020 ve 2021 yıllarının Bakanlığın erişilebilirlik açısından faaliyetlerinin arttığı bir dönem olduğunu ifade etti. Bu süreçte, Erişilebilirlik Kılavuzu yayınladıklarını, Erişilebilirlik Değerlendirme Modülü'nü (ERDEM) hayata geçirdiklerini, 2020'de ilk defa verilen Erişilebilirlik Ödülleri ile farkındalık oluşturulması için gayret gösterdiklerini, 2021'de "Erişilebilirlik Atölyeleri" başlığında "Erişilebilirlik Atölyeleri: Kaldırımlar" ve "Web Erişilebilirlik Eğitimleri" adlı iki ayrı çalışma yürüttüklerini aktaran YANIK, bu yıl "yaya geçitleri" ve "duraklar" temalarında da atölyeler gerçekleştireceklerini dile getirdi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya YANIK, "Engelsiz, erişilebilir şehirler inşa etmek için özellikle belediyelerimize ve belediyelerimizin pek çok birimine önemli sorumluluklar düşüyor. Belediyelerimiz, şehir yönetimlerimiz, imar ve şehircilik, fen işleri, park ve bahçeler, ulaşım, bilgi işlem ve basın yayın birimleri, yürüttükleri her faaliyette, hazırladıkları ve onay verdikleri her projede, planladıkları her hizmette 'Erişilebilir mi?' sorusunu refleks olarak kendilerine sormalıdırlar. Bu sorunun cevabı tüm dünyada medeni gelişimin bir göstergesidir." şeklinde konuştu.

Engelsiz Şehirler Fikir ve Proje Yarışması'nı kazananlara ödülleri takdim edildi

Konuşmaların ardından Emine Erdoğan, Engelsiz Şehirler Fikir ve Proje Yarışması'nı kazanan belediyeler adına, belediye başkanları ve başkan vekillerine ödüllerini takdim etti. Yarışmada, Simav Belediyesi "Engelsiz Yaşam Parkı ve Peyzaj Projesi", Termal Belediyesi "Paralimpik Oyunlar Merkezi Projesi", Yeşilhisar Belediyesi "Huzur Taksi Projesi", Ardahan Belediyesi "Engelleri Birlikte Aşalım Projesi", Pamukkale Belediyesi "Engelli Saatlik Gündüz Bakim Evi Projesi", Amasya Belediyesi "Mehmet Amcanın Misafirleriyiz Projesi", Pendik Belediyesi "Pendik Engel-Siz Parkı Projesi", Manisa Büyükşehir Belediyesi "IOT Teknolojisi Temelli Manisa Şehri Uygulaması Projesi", Konya Büyükşehir Belediyesi "Engelsiz Kent Konya Erişilebilirlik Master Planı Projesi" ve Gaziantep Büyükşehir Belediyesi "Gaziantep Akıllı Sağlıklı Teknolojik Engelsiz Kent Uygulama Projesi" ile ödül aldı.

Ödül töreninin ardından Emine ERDOĞAN, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya YANIK, TBB ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma ŞAHİN, belediye başkanları ve vekilleri aile fotoğrafı çektirdi.